Kahverengi, dünya üzerinde en yaygın olan göz rengi. Mavi göze ise mesela Alman kökenli insanlarda görmeye alışığız, az da olsa Türklerde de rastlayabiliyoruz.
Peki ya Asyalılar? Neden neredeyse hiç mavi gözlü Asyalı yok?
İlk olarak mavi gözün nasıl ortaya çıktığına bakalım.
Göz rengi; genetiğe ve melanin adı verilen, göz rengini etkileyen temel faktör olan pigmentin varlığına bağlı olarak belirleniyor. Mavi göz rengi ise gözdeki melanin miktarının düşük olması ve ışığın göz yüzeyine düşerken dağılması ile ortaya çıkıyor.
Göz rengi genellikle iki tip melanin pigmentine bağlı: eumelanin (kahverengi-siyah pigment) ve feomelanin (kırmızı-sarı pigment). Mavi göz rengi, çoğunlukla eumelanin miktarının düşük olduğu durumlarda görülüyor.
Mavi gözlerdeki renk, göz içindeki iris adı verilen renkli kısım tarafından kontrol ediliyor. İris, çeşitli renkleri belirleyen pigment hücrelerine sahip ve eğer üzerinde çok az eumelanin bulunursa ışık, gözün içinden geçerken dağılıyor ve mavi renge neden oluyor.
Bilim insanları, geleneksel mavi gözlü “alel”in, 6.000 ila 10.000 yıl önce Avrupa’da tek bir kökene sahip olduğunu düşünüyor.
Öncelikle “alel”in ne olduğunu açıklayalım: Genlerde aynı karakteristik özelliği kodlayan fakat farklı kodlar taşıdığı için farklı özelliklerin ortaya çıkmasını sağlayan genlerden her biri aleldir.
Geleneksel mavi gözlü aleli, resesif yani çekinik gen olduğundan her mavi gözlü kişinin ailesinin her iki tarafında da Avrupalı atalarının olması muhtemeldir. Bu ata, çooook uzaklarda, yüzlerce nesil öncesinde olabilir. Çin’deki Hmong halkı ve Zhelaizhai köyü yerlileri, yüzlerce yıl önce Avrupalı akınından dolayı mavi göz yaygınlığı geliştirdi mesela.
Yani aslında Asyalılarda mavi göz yok diyemeyiz.
Geleneksel mavi göz aleli, Asya popülasyonunda; coğrafi ve etknik faktörler, genetik çeşitlilik ve mutasyonlar sebebiyle nadir. Yine de mavi göz rengine sahip birçok Asyalı var. Genel istatiğe bakınca Çin nüfusunun %1’inin mavi gözlü olduğu ortaya çıkıyor ama araştırmacılar muhtemelen %1’den de az olduğunu söylüyor.
Ayrıca Asyalılar alele sahip olsa da gözleri mavi olmayabiliyor.
Avrupalılardaki geleneksel mavi göz aleli, Asyalılarda biraz daha açık kahverengi gözlere yol açabiliyor. Geleneksel alele sahip olmak, mavi göz rengi oluşturmak için yeterli olmayabiliyor. Birden fazla genle etkileşime gerekiyor. Geleneksel alele sahip olsalar da değişken genlerden hiçbiri yoksa gözler, biraz daha açık kahverengi olabiliyor. Yani mavi gözlü aleli taşıyıp mavi gözlere sahip olmayabiliyorlar.
Özetlemek gerekirse Avrupalı bir ataya sahip olmak, hem geleneksel alele hem de mavi göz üreten genlere sahip olma şansını artırıyor. Asyalılardaki mavi gözler, hâlâ Avrupa’dan gelen soylarının sonucu olabilir.
Çeşitli sendromlar da Asyalılarda mavi göze yol açabilir.
Asya’ya özgü nadir görülen mutasyonlar, daha açık renkli gözlere yol açabiliyor. Örneğin Endonezya’daki Buton halkında görülen parlak mavi gözlerin sebebi “Waardenburg sendromu” adı verilen genetik bir durum.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: